Rüya Nedir

Hayatımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçirmekteyiz. Bu da 60 senelik bir ömrün 20 senesi demektir. Uyku günlük çalışmalardan yorgun düşen insan bedeninin ve sinirlerinin dinlenme zamanıdır. Ünlü ruhbilimci Sigmund Freudun da araştırmalarının büyük bölümünü oluşturan uyku sırasında kişinin bilinç altında düşüncelerinin özlemlerinin ya da isteklerinin bir film şeridi gibi göz önünden geçtigi varsayılır. İşte bizler bu olguya Rüya adını veriyoruz.

Freud’a göre bilincin gizlediği tamamen sakladığı bu olgular ortaya çikabilmek için yol aramaktadırlar. Bunlardan bazıları da rüyalar haline girerek kendilerini göstermektedirler.Freud’un yolunda ilerleyen doktorlar da günümüzde rüyalara büyük deger vermektedirler. Onlar rüyaları bilimsel sekilde açıklayarak hastalarını tedavi etmektedirler.

Rüyalarda yasananlar inanılmayacak kadar hızlı gelişir. Bir kaç dakikalık rüya esnasında bile çok uzun sürdüğünü sandığımız garip şaşırtıcı ve çok değişik olaylar birbirlerini izlerler. Bu nedenle rüyada zaman kavramı oluşmaz. Ancak zaman kavramını biz uyandıktan sonra beynimizin öğretileri ve alışkanlıkları doğrultusunda saptadığımız bir anlar toplamıdır sadece.

Eski çağlardan beri insanları ilgilendiren rüyalara ilkel toplumlarda çok önem verilmistir. Rüyaların korkulan tanrılar tarafından verilen armağan veya cezalar olabilecegine inanılmıştır. Daha sonra kahinler rüyaları açıklamaya yorumlamaya baslamışlardır. İlk rüya yorumcularının ne zaman ortaya çıktıkları da belli değildir. Ancak Babil’in kahinlerinin büyük ün yaptıkları bilinmektedir. Eski Mısırlılar eski Yunanlılar ve Araplar da rüya yorumlarıyla ilgili kitaplar yazmışlardır.